2012 Dilek Listesi :)


29 Aralık 2011 Perşembe

Yılbaşı çılgınlığı yaşadığımız şu günlerde "sahip olmak istediğim şeyler" doruk noktasına ulaştı sanırım :) Gelin görün ki, ufak tefek ıvır zıvıra hep o kadar çok para harcıyorum ki, bir zaman sonra asıl istediklerimi karşılayacak bütçem kalmamış oluyor.

Bunu engellemek için, hem gerçekleştirilebilir hem de -benim için- fantezi ürünlerden oluşan bir dilek listesi hazırladım... Hem  belli mi olur, belki hayaller gerçek olur!! 

İşte benim listem:

1- Nail Foundation by Butter London: Bunu daha önce yazmıştım. Aslında, Butter'ın bütün ürünlerine sahip olmak istiyorum; ama, önceliğim bu muhteşem şey! Çok açık renk ya da jel kıvamındaki ojeleri homojen olarak sürmek ve renklerinden tam verim almak için tırnak fondöteni!

2- Benefit the POREfessional: Bunu da yeni yazdım. Gözenekleri anında yok eden muhteşem ürün! Aslına bakarsanız, Benefit'in tüm ürünleri o kadar göz alıcı ki, başlığı "tüm Benefit ürünleri" olarak bile değiştirebilirim!!!

3- Lush Kraliyet (Imperialis) Yüz Nemlendiricisi: Bu aslında "ulaşılabilir" ürünler arasında; ve elimdeki Murad nemlendiricim bittiği an koşa koşa Lush'a gidip alacağım bir ürün! Tatlım Lazgülü'm bu ürünü kullanıyorsa, benim için tamamdır! Karma ciltler ve T bölgesinde sorun yaşayanlar için -yani tam bana göre... 

Aslında, sanırım Lush'a bu kremi almak için girip, elim kolum dolu çıkacağım! Dün, hediye paketlerine bakmak için girdim ve ilk defa ürünlerini inceleme fırsatı buldum. Hepsi nasıl orijinal, değişik ve hoş kokulu! Çok nazik ve ilgili bir bayan personel vardı; ürünleri hiç sıkılmadan bize tanıttı. Elime bir "masaj bar" sürdü, pırıltılı... allahımmm!!! Onu almadan çıkmayacağım mesela o mağazadan, onu biliyorum!

4- Ericson Göz Çevresi Bakımı ve Yüz Serumu: Prof. Dr. Ericson cilt konusunda ünlü bir bilim adamı. Aslında bu markayla gittiğim güzellik salonunda tanıştım. Güzellik uzmanı, kış ayları için, yalnızca 3 ay kullanacağım bir serum önerdi. Geçen hafta da, göz çevremdeki olağanüstü kırışmayı tespit eden sevgili S. de aynı markanın 2 aylık göz çevresi serumundan bahsetti. Eğer kırışıklık açıyorsa, gözümü karartıp deneyeceğim bunları. Ama önce emin olmam lazım :)

Ayrıca, dilek listesinin bu maddesine ek olarak, iyi bir göz çevresi kremi bulmak istiyorum. Ama, hem mevgcut kırışıklıkları açsın hem de yenilerinin oluşmasını başarılı bir biçimde önlesin. Sizin öneriniz var mı mesela? Benim gözüm şu alttaki dört üründe: Benefit, Priori, Murad ve Dr. Hauschka... En kuvvetli aday şu anda Priori. Ama Benefit de fena halde çekiyor beni!


5- NARS Allık: NARS'ın ürünlerini çok ama çoook merak ediyorum. O kadar çok methediliyor ki! Bu renk allığın da hem ismi hem de görünüşü çok cebedici! İsmini yazmayacağım, tıklayıp öğrenin :))) Ama, yandaki rengin tatlılığına bakar mısınız? Şahsen, MAC Peaches rengi allığıma bayılıyorum; ama, bunun ekrendan görünüşü beni mest ediyor!

Bu serinin aslında lip glossları da var. Onlardan da istiyorum! Hatta NARS'ın farlarından da istiyorum! Dilek listesi değil mi, istiyorum işte :)

6- MAC Fırça Seti: En son Sigma'dan aldığım fırçalardan da çok çok çok memnunum; ama, gelin görün ki, aklım hala MAC'in fırçalarında. Eh, hazır dilek listesi yapıyorken, onları da katayım işin içine! İyi bir fırça ile ürün uygulamak çok kolay ve sonuçları gerçekten çok farklı oluyor. Fırçalarla makyaj yapmayı seviyorum!

7- Murad Cilt Bakım Ürünleri: Ben bu markanın çoğu ürününü çok seviyorum! Özellikle Exfoliating Cleanser'ını ve Essential C Day Cream'ini! Exfoliating Cleanser'ı alalı 1 seneyi geçti; ürün ancak yarısına geldi! Muhteşem! Gündüz nemlendiricisini de Haziran ortasında kullanmaya başladım, sanırım önümüzdeki ay sonunda bitmiş olur. O kadar konsantre ürünler ki! Ve tabii, fiyatları da ona göre. Bu markanın en çok şu Active Radiance serumunu yeniden alabilmeyi istiyorum. Kullandığım en etkileyici ürün oydu sanırım!

8- TIGI Saç Bakım Ürünleri: Bu ürün grubunun Superstar Queen for a Day saç spreyini kullanıyorum. Isıyla aktifleşen ve saçın şeklini bütün gün korumasını ve ertesi gün uyguladığınızda yeniden ilk haline dönmesini sağlayan mucizevi bir ürün! Haftasonu da, saçıma gölge yaptırdıktan sonra bu yanda gördüğünüz Treat Me Right bakım kürüyle bakım yaptırdım. Mentollü bir krem, anında saç derisinde rahatlama sağlıyor. Saçı hiç ağırlaştırmıyor. Bayıldım... Kuaförümün söylediğine göre, şampuanları da hem sülfatsız ve parabensiz, hem de çok başarılıymış ve mercimek tanesi kadar kullanmak bile temizlemek için yeterliymiş. Gözüm TIGI ürünlerinde kısacası!

9- Mucize Tırnak ve Tırnak Eti Bakım Ürünü ve Muhteşem Manikür Yapan bir Salon: İşte bunu bulabilmiş değilim... Hoş, Sally Hansen, Mavala gibi markaların da hiçbir şeyini denemiş değilim; ama zaten önce bana gerçekten iyi manikür yapacak bir yer bulmam gerekiyor! Ankara için önerisi olan? Tırnak bakımıyla ilgili önerisi olan?

10- Keşfedilmek: Şimdi bu çok komik olacak; ama, ben de diğer makyaj blogları gibi markalar tarafından keşfedilmek, deneme ürünleriyle şımartılmak, sürekli sürpriz paketler almak istiyorum :)) Evrene bu yolla mesajımı yolluyorum; hadi göreyim seni evren!

Dileklerimizin bir bir gerçekleşeceği çok mutlu bir yıl dileğiyle!!!







Oriflame Pure Nature Burdock Extract Arındırıcı Kil Maskesi


28 Aralık 2011 Çarşamba

Açık gözeneklerime rağmen yapmayı hep unuttuğum bir şeydir kil maskesi! Halbuki, çok da özellikli olmadığını düşündüğüm ürünlerle bile yaptığımda, gözeneklerde bir daralma, bir temizlenme olduğunu hissedebiliyorum. Yine de nedense, civcive rağmen her sabah ve her akşam cilt bakımımı yapıyorum, kil maskesiyle uğraşmaya üşeniyorum!

Dün akşam makyajımı temizledikten sonra aklıma geldi, evde aylardır duran ve en fazla 3 kez kullanılmış Oriflame'in Pure Nature Burdock Extract arındırıcı kil maskesini kullanayım dedim. 


Yıllardır başka maske kullanmadığımdan bu maskeyi hiçbir şeyle karşılaştıramıyorum; ama, ben dokusunu ve yaptığı işi seviyorum. "Başlangıç için" iyi olabilir. En azından, temizlediğini görebiliyorum. Ama daha etkili ürünler mutlaka vardır!

Bir de püf noktası öğrendim sevgili destekçim C'den :) Kil maskesi uygulayıp yüzünüzü ılık suyla yıkadıktan sonra minik bir buz parçasını yüzünüzde dolaştırırsanız, gözeneklerinizi daha çabuk ve etkili biçimde sıkılaştırabilirsiniz. Ben bayılıyorum maskeden sonra buzun verdiği hisse, bence bir deneyin!!
Bu arada, eskiden Oriflame ürünlerine ulaşmak bana zor gelirdi; ama, şimdi Orikatalog sayesinde rahatça satın almak mümkün. Örneğin bahsetiğim bu kil maskesini (ambalajı yenilenmiş versiyonuylaBURADAN inceleyebilir ve Orikatalog'dan ücretsiz olarak olarak Oriflame'e üye olup siparişinizi %30 indirimle BURADAN verebilirsiniz!







Flormar Ultra Black Eyeliner vs MAC Technokahl Graphblack


26 Aralık 2011 Pazartesi

Yiğidi öldür, hakkını yeme...

Flormar'ın bu "jel serisi" göz kalemini annemde görmüştüm, ona gidip geldikçe de kullandım. Ama "nasıl olur da benim MAC Tecnokahl göz kalemimden daha iyi olabilir, vardır kesin bir falsosu" diyerek uzunca bir deneme süreci geçirdim kendisiyle. Ne kadar kalıcı, akıyor mu, bulaşıyor mu, rengi ne kadar koyu, alerji yapıyor mu, kolay sürülüyor mu, dokusu ne kadar başarılı?...

Ve en sonunda dün dayanamayarak kendime de aldım bir tane! Çünkü, bu sorulardan hiçbirini olumsuz yanıtlayamadım.

Ben gözlerimle çok oynarım ve sıradan göz kalemleri bana dayanamaz. Sağa sola bulaşır, akar ve gün sonunda makyaj temizleyiciyle çıkarmama bile gerek kalmaz. MAC Technokahl ve Flormar Ultra Black sürdüğümde ise, istediğim kadar oynayayım yeni makyaj yapmışım gibi gidiyorum günün sonunda eve. Akmıyor, bulaşmıyor ve son derece kalıcı ikisi de. (NOT: Benim göz çevrem çok yağlı değil. Bloglar arasında kısa bir araştırma yaptım, bu önemli bir konuymuş göz kalemlerinin kalıcılığı için... aklınızda bulunsun.)

MAC'in ve Flormar'ın siyah göz kalemlerinin renkleri gerçekten siyah, simsiyah! Çok şık. Tam istediğim gibi.

İkisi de alerji yapmıyor, diğer göz kalemlerini sürdüğümde kızarıp kaşınan gözlerim hiç rahatsız olmuyor.


Kalemi göze uygulama kısmına gelirsek, MAC'in dokusu biraz sert. Ben düzgün sürmek için biraz uğraşıyorum. Asansörlü tipte kalem olduğu için de, kalemin ucu hep küt kalıyor, sivriltemiyorum ve dolayısıyla, hafif çekik ya da incecik sürmek istediğimde çok uğraşmam gerekiyor. Oysa, Flormar -sanırım jel yapısı sayesinde- yağ gibi kayıyor göz kapağında, çabucacık sürülüyor. Ucu normal kalem gibi, dolayısıyla, sivriltmek ve ince çizgiler elde etmek de mümkün.

Bir kaç blogda Flormar'ın jel göz kaleminin bir süre sonra kuruyup sertleştiğini okudum; ama, annemdeki göz kalemi en az 3-4 aydır makyaj çantasında ve hala olması gereken dokuda...

Fiyatını karşılaştırmaya gerek bile duymuyorum; biri MAC, diğeri Flormar... sonuç belli.

Kısacası, ben Flormar'ın bu ürününden çok ama çok memnun kaldım. Göz çevresi çok yağlı olmayan ve beklentileri benimle paralel olanların da beğeneceğini düşünüyorum :)







Fragrantica!


Baba horozun içinden gelmiş -ve de tesadüfen çok uyguna bulmuş-, cumartesi günü bana ve kendisine ikişer şişe parfüm almış. Kokuları daha önce kullandığım tarzda değil; ama, hoşuma gitti. Notaları nedir, gece mi kullanılmalıdır gündüz mü merak ettim ve araştırmaya giriştim... ve karşıma Fragrantica sitesi çıktı!

14 bine yakına parfümle ilgili bilgi ve 180 binden fazla kullanıcı yorumu bulabileceğiniz harika bir site. Hem son çıkan parfümler hakkında bilgi alabiliyorsunuz, hem de merak ettiğiniz bir parfümü aradığınızda temel notalarını, beğenilip beğenilmediğini, en çok hangi mevsime ve günün hangi saatine yakıştığını görebiliyorsunuz. Tabii ki o parfümle ilgili kullanıcı yorumlarını da okuyabiliyorsunuz. Örneğin, ben yeni parfümlerimden Carolina Herrera 212 VIP'yi arattığımda karşıma şu sayfa çıktı... TIK!

Sayfanın dili İngilizce; ama, Google artık her dili çeviriyor, değil mi? :) 







Hayal Kırıklığı #1: Schwarzkopf BonaCure Color Save Şampuan


Vanilya Club'ın Kasım kutusundan çıkmıştı bu şampuan. Renk koruma özelliğinden dolayı, saçlarıma gölge yaptırana kadar denememiştim; ama, denediğim zaman memnun kalacağımı düşünüyordum. Çünkü, şık kuaför salonlarında rastladığım bir serinin şampuanıydı ve sülfatsızdı (yeni takıntım sülfatsız şampuanlar). 

Dün akşam ilk kez denedim bu şampuanı. Biliyorum, sülfatsız şampuanlar çok köpürmüyor. Ama, en azından "yumuşacık temizliyor" hissi verenler de var; Down Under Natural's Nude serisininkiler gibi... Ama Bonacure Color Save köpürmediği gibi, saçımı sabunla yıkıyor olsam çok daha yumuşak bir sonuç elde edebileceğimi hissettim. Saç kremi kullanmıyorum normalde; ama, uzun süredir ilk kez "keşke evde minik bir şişe de olsa saç kremi bulundursaydım" dedim. Çünkü, daha yıkarken o saçların taranırken yolunacağı belliydi...

Ki öyle de oldu! Kiloluk satılan şampuanlar bile daha yumuşak yıkıyor olabilir. Tararken canım çıktı ve saçlarım gerçekten sabunla yıkanmış gibi ağır ve yapış yapıştı...

Hepsinin üstüne, bari kokusu güzel olsaydı, dedim. Bariz "klorlu havuz suyu" kokuyordu. Açıkçası, o güzelim Nude şampuandan sonra tam bir hayal kırıklığı yaşadım. İyi ki sülfatsız şampuana bu ürünle başlamamışım!

Vaadettiği gibi saçın rengini korur mu korumaz mı bilemeyeceğim çünkü bir daha asla kullanmam. Tam anlamıyla nefret ettim! Bir süre börülcemin bana getirdiği Yves Rocher Phytum Actif Boyalı Saçlar için Yaşlanmaya Karşı Şampuanımı kullanacağım. O bitince de, Nude'un boyalı saçlar için olan şampuanını denemeyi düşünüyorum... Sizin de aklınızda bulunsun!







Mutlaka Edinilmeli Listesi No.2: Benefit the POREfessional


21 Aralık 2011 Çarşamba

Haftasonu amaçsızca dolaşırken (civciv anneannedeyken olabiliyor bazen), Sephora'nın önünde buldum kendimi ve içeri giriverdim. Bu mağazanın ışıltısını, ürün çeşidini ve çok da müdahale etmeden benim elli çeşit kozmetik ürününü denememe izin veren personelini seviyorum!

Sephora'nın kendi ürünlerini "elledikten" sonra, Benefit standının önünde durdum. Bu markanın ambalajlarından gözlerimi alamıyorum; ama, fiyatları da beni benden alıyor! Ben standın önünde hayran hayran bakarken, tabii ki güzellik uzmanına yakalandım. Ö.'nün vaktiyle tanımama vesile olduğu, S.'ciğimin bana Amerika'dan hediye getirdiği Benetint'in de bulunduğu indirimli bir kofreden bahsetti. Benetint'i bildiğim için, kofrenin içinde bulunan diğer ürünü bana tanıtmak istediğini söyledi, kabul, dedim.

Benefit POREfessional! Büyük gözenekleri "gözden kaybetmek" için tasarlanmış bir ürün. Gramajı düşük bir ambalajı var; ama, uygulamadan anladığım kadarıyla, uzun süre gidecek şekilde ayarlanmış. Benefit'in sitesinde makyaz bazı, cildi makyaja hazırlayan ürün olareak geçiyor. Balm gibi, jelimsi ve çok çok hafif renkli bir yapısı var. Açıkçası, sürülürken hiçbir şey beklemedim; ama, aynaya bakınca gözlerime inanamadım! Burnumun üzerindeki ve yanaklarımın burun bölgeme yakın kısımlarındaki gözeneklerim yok olmuştu! "Üzeri kapanmıştı" demiyorum, çünkü, hiçbir şey sürmüşüm gibi görünmüyordu. Yalnızca tertemiz, gözeneksiz ve ipek yumuşaklığında bir cilt... o kadar! Üstelik, yüzün heryerine de sürmek gerekmiyor, ton farklılığı yaratmıyor. Yalnızca gözeneklerin iri olduğu bölgelere uygulamak yeterli! Makyaj altına, parmak uçlarıyla gerektiği kadar uygulanıyor. Çok çok hafif bir dokusu var ve her cilt rengine uygun bir rengi...

Bu ürünle birlikte, benim Sephora'da denemediğim/gördüğümü hatırlamadığım; ama, Benefit'in kendi sayfasında bulduğum, çeşitli cilt sorunları için çözüm sunan diğer ürünler de var. Aşağıdaki görsele bir göz atmak isteyebilirsiniz:


- That Gal: Yorgun, mat ciltler için aydınlatıcı makyaj bazı. Işıl ışıl sonuç veren, hafif pembemsi tonda, tek başına ya da nemlendiricinizin içine karıştırarak kullanabileceğiniz bir ürün. Bütün cilt renklerine uygun.

-Dr. Feelgood: Cildindeki parlamadan şikayet edenler için, kadifemsi ve mat sonuç veren bir balm. Makyaj altına değil; makyajın üstüne, bir sünger yardımıyla, parlama olan bölgelere (alın, burun, yanaklar gibi) uygulanıyor. Yine, her cilt rengine uygun bir ürün.

Diğer iki ürünün de vaadettiği herşeyi yaptığına eminim; ancak, benim bütçem the POREfessional'ı -ne kadar istesem de- alıp eve gitmeme yetmedi. Amerika'da yaşasam, hayat çok daha güzel olabilirdi :) Zira, burada 99 TL olan bu ürünün Amazon'daki fiyatı 29 USD.

Adaletin bu mu dünya :) Neyse, Amerika'dan gelecek arkadaşlara selam eder, bavullarında yer açmalarını dilerim ben de!







En Uzun Gece


Bugün iç güzellik...


Dün akşam, neredeyse 1 yıldır görmediğim; ama, gözden uzak olanın illa da gönülden uzak olmayacağını bana hep hatırlatan iki arkadaşım, iki kızkardeş geldi bize. Serseri civciv bu güzel, neşeli ve kendisiyle oynamaya hazır iki ablaya hiç yüz vermemiş olsa da, en azından kendi kendine oynayıp sonrasında da şıp diye uyuyarak uzun uzun sohbet etmemize fırsat verdi.

Kızkardeşlerden küçük olanı, hem akademisyen hem de yoga eğitmeni. Bu günle ilgili bana dedi ki:

Gündönümü olan zamanlarda, mesela yarın, az konuşup çok düşünmek, hayattan beklentilerine odaklanmak, gerçekten ne istediğini düşünmek önemlidir. Bu zamanlarda özellikle yoga ve meditasyon insan ruhuna iyi gelir.

Ben yoga ya da meditasyon yapmayı bilmiyorum; ama, arkadaşımın öğüdünü dinleyip bugün az konuşacağım ve daha çok kendime, hayattan beklentilerime, gerçekten çok istediğim şeylere odaklanacağım. Böyle özel zamanlarda özel şeyler yapmak, bana iyi geliyor açıkçası... sizin de aklınızda bulunsun!


Mutlu gün dönümleri, mutlu uzun geceler :)







Ki-re-mit!


20 Aralık 2011 Salı

Nasıl buldun bunu G.? Budur, değil mi?


G.'nin tam da bu renk (kiremit rengi) bluzu için kiremit rengi oje istediğini konuştuğumuz günden beri kendimi kiremit rengi oje bulmaya adamıştım. Bu şeker şey pazar günü Watsons'da karşıma çıktı!

Kendisi Alix Avien, 291 numara. Alix Avien'in ojelerini daha önceden denemediğime inanamıyorum. Tek kat bile yetiyor opak olması için (ben yine de 2 kat sürdüm) ve yoğun bir oje olmasına rağmen çok çabuk kuruyor. Üstelik renk de, bu yılın kıyafetlerde kullanılan moda renklerinden.

Pek çok ten rengine ve kıyafete de yakışacağını düşünüyorum... aklınızda bulunsun!

NOT: G.'ciğim, senin için de bir tane attım sepete, Cuma akşam kavuşursun :)








Ho Ho Ho -Yılbaşı Modu :)


19 Aralık 2011 Pazartesi

Ben zaten Aralık başı itibariyle yılbaşı moduna girmiştim; ama, ışıl ışıl mağazaları, rengarenk süslenmiş ağaçları bir de tabii şeker gibi hediyelik eşyaları, kofreleri, hediye setlerini görünce iyice aklım başımdan gitti!

Pek çok kozmetik mağazasının kofreleri var; ama, benim her sene gözüm Watsons'a takılır. Onların kofreleri hem çok gösterişli, hem de fiyatları -kalitesine ve gösterişine göre- oldukça uygun. Ve sanırım bu yüzden, satışa çıktıktan sonra çok kısa bir süre içinde tükeniyor! 365-Watsons'dakiler bitmek üzere gördüğüm kadarıyla...



Yalnızca hediye setleri değil, ufak ufak bir sürü hoşluk da var. Bu aşağıdaki duş jelleri mesela! 3'lü satılan, minik, yılbaşı ruhunu tam yansıtan, şeker gibi şeyler... Ben bizim civcive aldım, bayıldı! Zaten banyo yapmayı sever; ama, daha bir eğlendik bunlarla.


Üstelik, kokuları da çok güzel, cildi de kurutmuyor. Kaliteli yani! Aklınızda bulunsun, seyahate giderken çantanıza atabilirsiniz, hediyelerinizin yanına hoşluk olsun diye ekleyebilirsiniz...

İyi seneler!







Golden Rose: Mürdüm Serisi!


16 Aralık 2011 Cuma

Golden Rose'un böyle bir seri yapmak gibi bir amacı var mıydı bilmiyorum; ama, biz E. ile onları seriymiş gibi düşünmek istedik...

Ve burada da bahsettiğim gibi, önüme çıkan ilk Golden Rose kioskuna daldım ve aşağıdaki "oyuncakları" aldım!



Golden Rose'un muhteşem renkteki No. 120 ojesi, mürdüm rengindeki Plum Volume Mascara'sı ve metalik mor rengindeki Style Liner No.10'u... Bu renkte bir rimeli ilk ve son kez 19 yaşındayken almıştım. Ondan beridir siyah ve kahverengiden başka renk kullanmıyordum; ama, bu seneki "renkli kirpik" akımı çok hoşuma gitti. Ve E.'de görünce bu mürdümün rengine de bayıldım! Sürerken biraz topaklanıyor, ama kirpikleri güzel uzatıyor. Ben yalnızca renkle ilgili performans beklemiştim, haksızlık etmişim. Renk çok bağırmıyor, benim için iyi; ama, çok canlı bir renk yakalamak isteyenleri tatmin etmeyebilir. Ben sevdim, mürdüm tonlarında makyaj yaptığımda zevkle kullanırım diye düşünüyorum... Fiyatı çok çok uygun!

Eyeliner daha önce hiç kullanmamıştım; evet hiç! Ve sanırım bundan sonra, özellikle gece bir yere gidiyorsam kesinlikle sürerim. Ne kadar dramatik bir görünüş yakalıyor insan, bayıldım ben... Pek yakında güzel bir siyah eyeliner alıp 50'ler-60'lar makyajları yapmak istiyorum :) Style Liner'a gelirsek, diğer eyelinerlar da böyle mi bilmiyorum ama, düzgün ve bütün kirpik dibini çerçeveleyen bir hat için 2-3 kere fırçayı tüpe daldırmak gerekiyor. Ama rahat sürülüyor, rengi pek şeker. Kalıcılığını bugün test edeceğim (buraya eklerim). Fırçasının inceliği de rahat sürmek için uygun. İlk defa deneyen biri olarak pek de zorlanmadım. Fiyatına bakınca, denemek ve eyeliner sürmeye başlamak için iyi bir noktada diye düşünüyorum :)

Fotoğraflarda eyeliner ve mascarayı çıplak (baz vs olmayan) göz kapağıma uyguladım...

Veee, son olarak harika renkteki Chanel replikamız Oje No. 120! İçinde yanar döner mor ışıltılar olan mürdüm-çamur rengi karışımı, iki katta tam opak ve sürülmesi oldukça rahat bir oje. Pek çok renkle çok uyumlu görünüyor, uzunca bir süre tırnaklarımdan çıkarmak istemiyorum!



Bu "setin" fiyatı gerçekten çok çok uygun! Hatta yazayım; hepsine 22 TL verdim! Yani beğendiyseniz, denemek için düşünmeyin :)

Mor günler diliyorum efendim!

Edit#1: Eyeliner kalıcılığı ile ilgili -gün sonuna kadar akmadan ve bulaşmadan kaldı gözümde. Beğendim! Ama, göz kapaklarını biraz ağırlaştırıyor...

Edit#2: Rimel de "iş günü" kullanımı için uygun olmayabilir; çünkü, kirpikleri biraz ağırlaştırıyor. Günün sonuna doğru beni rahatsız etmeye başladı. 3-4 saat gözümde kalacak şekilde kullanmayı düşünüyorum bundan sonra...







Çikolata Aşkına!


12 Aralık 2011 Pazartesi

Böyle bir güzellik var mı?

Geçen seneden beri tam çikolata kahvesi oje arıyordum, ki Inglot'da buldum. Oje 729. Bu ojelerin şöyle bir özelliği var, süper mat! Sürer sürmez matlaşıyor (hani yeni bir araba kaportası modası var ya, donuk duruyor cilanın rengi, aynı onun gibi) ve dolayısıyla da çok çabuk kuruyor. 2 katta tam opak ve sürümü hatasız!

Tüm renkleri şuradan görebilirsiniz. Şiddetle öneririm!

Şimdi sırada çok denemek i,stediğim bir set var. Cumartesi gecesi kızlarla dışarı çıktığımızda E.'de gördüm ve ba-yıl-dım! Golden Rose mürdüm rengi rimel, eyeliner ve No. 120 oje! Rimel ve eyelinerın tonları da çok çok başarılı; ama, asıl ojenin rengi olağanüstü! Burada okuduğuma göre, Chanel Paradoxal'ın replikası (dupe deniyormuş böyle olunca, yeni öğrendim) :) Acilen bir Golden Rose kiosku bulmalıyım! Sizin de aklınızda bulunsun!!

Edit/Not: Yeni işimin ilk gününde bu ojeler vardı; şans getirsin, diyorum :)







Yılbaşı Gecesi için Tırnak "Dekorasyonu" Fikirleri


9 Aralık 2011 Cuma

Tabii ki benim fikirlerim değil bunlar; hiç o kadar yaratıcı/yetenekli/çılgın bir insan olmadım!

Ama açıkçası, özellikle çam ağaçlı olanı denemeyi isterim... Hazır elimde Pastel  74 ve Rival de Loop 52 numaram da var. İş dore simli oje almaya bakar :)





Bu şaheserlerin nasıl yapıldığı, ayrıntılı olarak Alexandra RC'nin blogunda anlatılıyor...






Bunlar da OMGNoodles'dan...



PolishAmor'dan da bunu beğendim...

Bunlardan birini Civciv'in okuldaki yılbaşı partisi için uygulamaya kararlıyım! En güçlü aday çam ağaçları, bakalım başarabilecek miyim? :)








Amadea'dan Fruttini Hediye Setleri


Yılbaşında Amadea, web sitesinde Fruttini'den hediye setlerini satışa sundu.

İkili setler tam boy duş jeli ve vücut losyonundan oluşuyor. Üçlü setler ise tam boy duş jeli, vücut losyonu ve vücut spreyinden oluşmakta. Ürünlere pareoların, peluş oyuncakların ya da banyo liflerinin eşlik ettiği setlere göz atmak için buraya bir TIK.

Benim favorim ise, aşağıdaki set :) Şirin, değil mi?

Mutlu Yıllar :)







INGLOT'yu Seviyorum!


8 Aralık 2011 Perşembe

Inglot'dan çok fazla ürününü denememiş olsam da o şeker gibi rengarenk standlarını, güler yüzlü uzmanlarını, renklerini, ürünlerinin kalitesini, klas görünüşünü seviyorum! Daha önce farlarını denemiştim, pigmentasyonu çok güçlü, rengini hakkıyla veren ürünlerdi. Ve metalik koyu gece mavisi farım yere düşüp de parçalandığında yas tutmuş bile olabilirim :) Hala da atmadım farı, büyük çabayla kullanıyorum... sanırım, artık yenisini almalıyım :)

Ojeleriyle de dün tanıştım Inglot'nun. Mat lacivert oje ararken... Buraya bir not düşmeliyim:

Flormar, Pastel vb. markalarda mat lacivert oje bulamayınca, biraz daha üst sınıf markaları denemek için Tekin Acar'a gittim (Kızılay-Bakanlıklar). Görevli bayan (TA'daki personele güzellik uzmanı diyemiyorum, nedenini açıklayacağım) Flormar ve Pastel ojelere şöyle bir baktıktan sonra "burada yok" diyerek beni Dior standına getirdi ve tam istediğim lacivert ojeyi gösterdi. Evet, ojenin rengi harikaydı; ama, daha bir ojeye 55 TL verecek kadar çıldırmamıştım (ya da, o kadar çok para kazanmıyorum henüz, diyeyim). "Evet, renk çok güzel; ama, fiyat beni aşar... başka bir alternatif yok mu?" dememe kalmadan "başka yok" deyip, başkaca da bir isteğim olup olmadığını sormadan döndü arkasını gitti. Ve bu, Tekin Acar'ın yalnızca tek bir mağazasında karşılaştığım bir durum da değil. Son 5-6 aydır karşılaştığım TA personelleri ya ilgisiz, ya bilgisiz (daha beni cilt tipime uygun ürüne yönlendirebilen bir personel görmüş değilim) ya da "çok paranız yoksa sizinle uğraşamam" havasında. Bence TA, kendine ve personeline acilen bir çeki düzen verse ve gerçek makyaj/güzellik uzmanlarıyla çalışsa çok iyi olur!

İşte bu sinirle Tekin Acar'dan çıkmışken, aklıma YKM geldi. Vaktim de olunca, girdim içeri. Zaten vermişler yılbaşı coşkusunu, her yer ışıltılı, pırıltılı, hediye setli... çok şükür ki, kredi kartımın hesap kesim tarihine bir gün vardı da kendimi kaybedemedim :) Nereden oje alabilirim, diye düşünürken de önce Cecile standını gördüm. Cecile'deki bayan da elindeki renkleri bilse iyi olur; zira, lacivert deyince bana metalik bir renk gösterdi. Mat istiyorum deyince de "hepsi burada renklerin" dedi ve ben kendim istediğim laciverti buldum (No. 47)! Fiyatı da Dior'un 50'de biri kadar olunca, hemen attım çantaya!



Sonra Inglot'yu gördüm. Ve o dizi dizi, sıra sıra, renk renk ojelerini :) Üstelik, mat lacivert de buldum; ama, hali hazırda uygun fiyatlısını almışken ona elim gitmedi. Ben de, başka renkLERe baktım. Çünkü, 3 oje alana Inglot'nun indirimi vardı ve o kadar seçenek arasında kendimi kaybetmiştim, evet :)

Ne zamandır istediğim mat, pembemsi bej bir renk buldum (Oje 715). Kapatıcılığı nasıldır, diye düşünürken Inglot'nun uzmanı geldi. Hemen bana bir aseton bir de pamuk sağladı, ojeyi tırnağıma uyguladı. Tek katta şahane sonuç! Üstelik, sürüldüğünde anında matlaşıyor ve kuruyor. Bunu da attım sepete... Baktım, kendim karar veremeyeceğim "bu senenin moda renkleri neler, ne önerirsiniz?" dedim. Bana, bu kış için çıkarılan Metalik serisinden şahane bir gri/füme gösterdiler (Metalik Oje Koleksiyonu 963). İki tane almışken üçüncüyü almamak olmazdı. Aslında çok güzel kırmızılar gösterdiler; ama, evdeki 5-6 kırmızı oje nedeniyle alamadım. G. ile arayıp durduğumuz kiremit rengini sordum. Aslında buldum gibi de, ama emin olamadım. Bir de, evet tamam, G.'nin o renkte kıyafeti var da, benim yok ki :) En sonunda, çok tatlı (aslında acı) bir çikolata kahvesinde karar kıldım (Oje 729). Hemen yeri gelmişken, Inglot uzmanlarına teşekkür ediyor, Tekin Acar'daki personelin kendilerini örnek almalırını temenni ediyorum!

İşte bu da, gün ışığında ve tırnakta nasıl durduklarını açıklayan bir görsel... Lacivert de güzel, değil mi?

Şimdi gözüm Essie Bobbing for Baubles'da... bayılıyorum kendisine, tırnakta ne kadar güzel durduğuna baksanıza!







Vanilya Club Aralık Ayı Kutusu


İş değişikliği nedeniyle bu hafta -belki önümüzdeki hafta da- evdeyim. Ve birikmiş yazıları yazma fırsatım nihayet var!

Evde olunca, Vanilya Aralık ayı kutusunu ev konforunda açtım, denedim, inceledim, oynadım :) Vanilya Club, geçen ay gelen eleştiriler üzerine kutulaırn içeriğini biraz daha arttıracağını, daha çok makyaj ürünü koyacağını ve ürün boylarını da dolgunlaştıracağını iletmişti. "Dolgun boy" dışında vaadini yerine getirmiş. Bir de, gerçekten göz dolduran bir sunumla göndermiş Aralık ayı paketini...

Evet, bu minik zilli kart beni benden aldı, itiraf ediyorum...

Kutudan, Jane Iredale mineral makyaj ürünleri ve Nuxe Huile Prodigieuse ilgili birer broşür ve Nuxe'dan 100 TL'lik alışverişe 20 TL indirim kuponu çıktı! Bu güzel; çünkü birazdan da bahsedeceğim, Nuxe'un gönderilen ürününe bayıldım!

Ürünlere sırayla göz atalım...


1- Bond No.9 I Love NY for Her, for Him, for All: Bayan, erkek ve unisex parfüm testerlerı. Erkeğine baba horoz pek sevindi :) Gerçekten, tenine de yakıştı... Unisex olanı ben pek tutmadım. Zaten sandalağacı gibi baharatlı ve kuvvetli notalardan pek hazetmem. Tenime de gitmediğini düşünüyorum. Bayan parfümü ise güzel. Tanıtım kartında yazdığı gibi "şekerli" kokuyor. Kışa yakıştığını düşünüyorum bu kokuların... ama, sürekli kullanabileceğim bir parfüm değil.

2- Fruttini Pineapple&Proceso Duş Jeli: Ah işte, benim markam :) Amadea tanıştırmıştı, Vanilya da yine bir deneme boy ürününü göndermiş! Ananas ve proseco üzümünün vücut losyonunu denemiş ve kokusuna bayılmıştım! Duş jeliyle birlikte kullanmak çok keyfili olacak. Bu ürünün kokusu da muhteşem!!

3- Nuxe Paris Huile Prodigieuse: Yüz, vücut ve saçlarda kullanılan çok amaçlı kuru yağ, olarak anlatılmış. Hep görüp merak ettiğim bir üründü. Kutudan çıktığından beri gece yatarken, kayısı çekirdeği yağı yerine bu yağı sürüyorum nemlendirici olarak. Daha etkisini görmeme var, diye düşünüyorum; ama, kokusu, sürülüşü ve yağlı his bırakmayışıyla benim gönlümü çoktan kazandı bile!

4- L'Occitane Verbana El için Krem Jel: Evet, bu bir el kremi değil aslında. Şişmeyi ortadan kaldıran ve terlemeyi azaltan bir bakım kremi. Her iki sorundan da muzdarip bir insan olarak bu ürüne çok sevindim. Kokusu başlı başına bir olay! Sürüldükten sonra da hemen emiliyor. Evde olduğum için, sıkıntılı bir durumum da olmadığı için şişme ve terleme üzerindeki etkisini gözlemleyemedim; ama, yakında anlarım :)

5- Bodysol SOS Lipstick: İşte BUDUR! Ben bu dudak kremine aşık oldum... Yazmıştım; burnumdan nefes alamadığım için dudaklarım gece çok çatlıyor. Aynı şekilde, özellikle kışın, çatlamasıyla baş edemiyorum. Kutunun geldiği gece sürüp yattım Bodysol'ü, sabah kalktığımda hala ürün dudaklarımdaydı ve yumuşacıktı! Ayrıca, içinde paraben vb. hiçbir sağlığa zararlşı madde olmadığından, civcivin dudaklarını nemlendirmek için de kullanabildim! Bundan almaya devam edeceğim!

6- Jane Iredale Pure Pressed Base SPF 20: Minik bir far gibi geldi bu ürün, Natural renkte. Islak veya kuru baz olarak kullanılabiliyormuş. Tanıtımında "pudra, fondoten, kapatıcılık özellikleri bir arada" yazıyor. Ambalaj çok minik olunca bütün yüzümde denemedim, far bazı olarak kullandım ve çok beğendim. Kapatıcı fırçasıyla sürdüm. Sürülmesi çok kolay ve ürünün dokusu çok güzel!

7- Jane Iredale Just Kissed Lip Plumper: Şahane bir ürün... Hem bana gönderdikleri renge bayıldım, hem de dudaktaki duruşuna. Rengin dıştan bu kadar koyu göründüğüne aldanmayın, dudakta hafif kalıyor. Gerçekten çok dozunda bir ışıltı ve nefis bir dolgunluk veriyor. Hergün kullanasım var; bir yandan da, bitmesini hiç istemiyorum. Ne yapacağımı şaşırdım :)


Ve böylece Vanilya Club Aralık kutusundan bana çıkanları özetlemiş oldum! Diğer kutularda, başka hangi ürünler varmış, diye merak ederseniz buraya bir TIK!

Ocak ayını ve yeni yılın ilk kutusunu heyecanla bekliyorum...







Sigma Beauty Buffer F45 ve Blending E25 Fırçalarım Geldi!


Haberini Kasım'ın 25'inde vermiştim; Sigma Beauty, Black Friday dolayısıyla tüm gönderilerini ücretsiz yapıyordu! Ve ben de hemen Buffer F45 Kabuki fırça ve Blending E25 fırça almıştım. Aslında, yurtdışında gönderi yapılacak, kaybolur mu, başına başkaca bir şey gelir mi fırçaların diye endişelenmiyor da değildim; ama, iki gün önce postacı kapımı çaldı ve fırçalarımı getirdi!

Öyle sağlam paketlenmiş ki, yıllar önce yaşadığım "yurtdışından gelen bu paketin içinde ne olabilir?" yağmasına maruz kalması mümkün değilmiş zaten! İçini açınca daha bir neşelendim... ne şık paketlemiş Sigma fırçalarını!


Şık kırmızı tülden bir kesenin içinden, arkasında fırçaların kullanımı ve özellikle temizliğiyle ilgili bilgiler içeren bir kart, Sigma Complete Kit'in içindeki fırçaları tanıtıcı bir broşür ve -bizim Türkiye'de pek işimize yaramayacak "Sigma ortakları programına nasıl katılırsınız? (hediye puanlar, vs.)" bir bilgi notu çıktı. Fırçaları övmeden önce, bu yurtdışından yapılan gönderilerin özenine dikkat çekmek istiyorum. Çok zor değil insanı gülümsetecek bir sunum yapmak. Yani, bakarsanız, o tül kese, ya da gönderdikleri kart, broşür, vs. hayati önem taşımıyor müşteri için; ama, müşterinin yüzünü gülümsetiyor ve özen gösterildiğini hissettiriyor!

Fırçalara gelirsek...



Her ikisi de yumuşacık, kalitesi her halinden belli fırçalar. MAC Hello Kitty Special Edition setiyle yaşadığım hayal kırıklığının üstüne çok iyi geldi (bu ayrı bir yazı konusu).

Kabuki fırça (Buffer F45) ile hem MAC Select Sheer Pressed Powder'ı uygulamayı denedim, hem de The Body Shop Shimmer Waves allığımı. Bir kere ürünü çok güzel alıyor ve harika dağıtıyor! Pudra konusunda sıkıntı duymuyordum da, allığı bu kadar geniş yüzeyli bir fırçayla nasıl palyaçoya dönmeden uygularım diye merak ediyordum. Endişeye mahal yokmuş! Hafifçe ürünü alıp elmacık kemikleri boyunca dağıttım fırçayla. Nefis oldu! Işıl ışıl gezdim bütün gün ortada :)

Blending E25 fırça ile de, göz makyajımı yaptıktan sonra sürdüğüm MAC Technokahl Graphblack göz kalemini dağıttım. Nasıl bu kadar kolay dumanlı göz makyajı yapabildiğime ben de şaştım kaldım :)

Gelecek seneki Black Friday'ı heyecanla bekliyorum... Tüm Sigma dünyası da beni beklesin, geliyorum!!!









Avon 24K Golden Splendour Dörtlü Far ve Frozen Rose Ruj


Avon'un farlarına kafayı takmış olduğumu yazmıştım, değil mi? Her katalogda, mutlaka far paletlerinde bir indirim oluyor, ben de alıp deniyorum. Şimdiye kadar hepsini çok sevdim. Yılbaşından önceki katalogda da, çok merak ettiğim 24K Gold serisi indirimdeydi. Farlarının renklerini çok merak ediyordum. İndirim de güzel olunca Golden Splendour rengini aldım.


Yine toprak, pastel tonlar, evet... Ve yine pigmentasyonu çok kuvvetli renkler değil. Ama benim gibi çok da iddialı makyaj yapmaktan hoşlanmıyorsanız, oldukça yeterli. Üstteki iki açık renk göz kapağında çok tatlı duruyor. Yokmuş gibi makyaj yapmak isterseniz, göz kapağında kayısı rengini sürüp pembe-şeftali tonuyla gölge yapabilirsiniz. Işıl ışıl duruyor gözde, hem de çok sağlıklı bir görünüm veriyor. Kahverengisi gölge için şahane, çok da tatlı bir rengi var. Siyah-füme-ördekbaşı yaşili olan tonuna ise bayıldım... Çok güzel liner olduğu gibi, fırçaya hafif alırsanız, bence gece makyajı için göz kapağında da çok şık durur!


Bu üstteki görselde içindeki altın ışıltıları hafiften belli oluyor. Göze sürdüğünüzde, hafif bir pırıltı veriyor. Tam dozunda! Kutunun üstünde tarif edildiği gibi kullandım farları, siyah göz kalemi de çekip Sigma E25 Blending fırçayla da dağıtınca gerçekten şahane bir dumanlı göz makyajım oldu! İyi bir blending fırçayla güzel bir dumanlı göz makyajı yapmak hiç de zor değilmiş, onu anladım :)

Bu farı alırken, katalogdaki indirimli rujlar da gözüme takıldı. Avon'un klasik rujlarından Frozen Rose rengini
aldım. Katalogda göründüğünden çok daha tatlı bir rengi var. Ne tam dudak rengi, ne de çok koyusu. Bir tık koyu, bir tık tatlı, bir tık da parlak. Bir de tadı... gerçekten sürerken yememek için zor tutuyorum kendimi!

Gördüğünüz gibi, bu renk "tatlı" değildir nedir? Bu arada, neden başparmak fotoğrafı var? Vaktiyle, bir parfümeriden alışveriş yaparken, görevli bayan bana "Rujun dudağınızda nasıl duracağını görmek için baş parmağınıza sürün. Başparmağınızın içi, dudağınızla aynı renktedir" demişti... O zamandan beri, eğer dudağımda deneyemiyorsam, başparmağımın içine sürerim. Fotoğraflar da bileğe sürmekle, başparmağa sürmek arasındaki farkı anlatıyor zaten.

Yine bir indirimden sonra yeni Avon yazılarıyla karşınızda olmak üzere, esenkalın :)







Fransa'dan Gelenler


5 Aralık 2011 Pazartesi

Yazmıştım daha önce, benim Fransa'da yaşayan -ama artık Türkiye'ye dönüş yapmış olan bir börülcem var, diye... Son gidiş-gelişinde yine bana "bir çanta dolusu" cici getirmiş, yaşasın!!


Önce çanta: Börülcemin Poitiers'deki yeni keşfi olan mağaza Pimpkie'den. Nasıl şeker bir şey, değil mi? Boyutunu rimelle oranlayarak az çok anlayabilirsiniz, minik, ufak tefek bir çanta bu. Ama, bütün bunların da o çantadın içinden çıktığını düşünürseniz, hacmi görünüşünden büyük! Görür görmez aşık oldum kendisine, canım börülcem benim neyi sevdiğimi iyi bilir. Yine nokta atışı yapmış... Çantanın içinde cep telefonu için bir göz ve fermuarlı geniş bir bölme de var. Tam sevdiğim gibi! Renkleri harika, kahvesi tam acı kahve... Koton'da gördüğüm ekose minik etekle nasıl güzel kombin olur... hmmm :)



Bu güzelim çantanın içinden çıkanlardan ilki, minik bir manikür seti. Dore kumaştan, yaprak şeklinde bir kılıfı var. İçinde bir tırnak makası, bir kütikül kesme makası, bir kütikül itme aparatı ve bir de kağıt törpü var. Çantaya atmalık, hem de çok şık! Bu setlere bayılıyorum ben. 10 tane de olsa olur :)
















Bu setten sonra elim hemen rimellere gitti. Geçen sefer deneyip bayıldığım Yves Rocher Lash Plumping Mascara'nın hem tam boyunu, hem de deneme boyunu koymuş çantaya Börülcem. Bunun yorumları ilk paragrafta geçen yazıda. Ba-yı-lı-yo-rum!

Rimelden sonra, çantanın içinde pırıl pırıl bir krem fark ettim. Geçen sene de Yves Rocher'nin yılbaşı koleksiyonundan el kremi ve sıvı el sabunu getirmişti Börülceciğim bize. Bu sene de, yine yılbaşı koleksiyonundan bir el kremi getirmiş. Yves Rocher Fleur de Noel (Noel Çiçekleri), Enchanted Flower el kremi. Losyon gibi bir krem, kokusu muhteşem. Tam çiçek kokusu. Yağlı his bırakmıyor, elleri yumuşacık yapıyor. Çok yoğun olmadığı için, çok çok koruyucu değil; ama, evde/ofiste sürüp mis gibi kokmak için ideal! Zaten bayılıyorum Yves Rocher'nin losyonlarının ve kremlerinin kokusuna... Yılbaşı zamanı kendinizi şımartabilirsiniz bunula :)

Ve en şekerini en sona saklmaışım; ya da kendisi saklanmış: buradaki H&M'lerde bulamadığımız H&M kozmetik serisinden Lip Gloss set. 6 adet lip gloss, birbiri ardına minik tüplerde sıralanmış. At çantaya, her renk glossu taşı yanında! Görünce bayıldım, hepsini sürüp denedim sanırım... Bence, H&M gerçekten çok kar etmek istiyorsa, acilen Türkiye'ye kozmetik serisini getirmeli!

Numaraları tüpün üstünde yazmıyor; resimden anlatmaya çalışacağım (üstten alta): Kırmızı gloss, gerçek bayrak kırmızısı. Diğerleri gibi şeffaf değil, oldukça yoğun bir renk. Yılbaşı gecesi için çok şık olabilir. Normal zamanda sanırım asla sürmeye cesaret edemem :) İkinci renk tatlı bir fuşya. Simli, pırıltılı. Dudakta çok şık duruyor. Üçüncü renk uöuk pembe, çok açık, çok şeffaf, dudağın rengini hafif değiştiren ışıltılı bir gloss. Dördüncü renk mat bir pembe. Tam gül rengi. Beşinci renk tam dudak rengi -nude. Tadı diğer rose toffee glossa bezniyor, nefis! Görünüşü de harika. Benim favorim bu sanırım! Sonuncu renk pırıltılı, şeffaf bir gloss. Tek başına da çok hoş duruyor, mat glossların ya da rujların üzerine sürünce de asıl renge güzel bir ışıltı katıyor...

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, bir de doğumgünü hediyemi şimdiden getirmiş canım benim... Daha doğumgünüme 2 ay var; ama, madem hediye alınmış, atladım tabii üstüne :)

Ne zamandır istiyordum bu skinlerden, ba-yıl-dım!! Abiye giyilmesi gerekecek durumlar dışında, gece de gündüz de kullanılabilecek, pek çok kıyafete uyabilecek, çok şık bir model seçmiş. Swatch'un tasarımları zaten tartışılmaz bence. Skin serisinin inceliğini ve hafifliğini ise ilk defa deneme şansım oldu. Gerçekten saatin varlığıyla yokluğu bir! Gece bile saatle yatan bir insan olarak, çok rahat ettim!

Canım börülceme kocaman teşekkürler, kucak dolusu sevgiler!!!!







© L'Arc-en-ciel
Maira Gall
L'Arc-en-ciel - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.