Tam da Black Friday denen alışveriş çılgınlığının ortasındayken böyle bir yazıyı kim, neden okumak ister bilmemekle birlikte, bu çılgınlıktan ilk defa bu sene hiç nasibimi almadan kurtulmuş olmanın verdiği coşkuyla uyguladığım yöntemi paylaşmak istedim. Hani bu tüketim toplumunda birilerine yararlı olurum belki. Yazıyı yazarken kendime de bu kadar basit bir şey üzerinde bu kadar uzun düşünmüş olduğum için de çok güldüm. Ama beni mantıklı harcayan insanlar değil, benim gibi alışveriş çılgınları anlar. Zaten hedef kitlem de bu grup :)
Daha önce bahsetmiş olduğum Derle, Topla, Rahatla kitabını okuduktan sonra evde geniş çaplı bir temizlik-ayırma-atma çalışması yaptım. Bu süreçte kozmetiklerin de yarısı gitti. Ve kalan yarısının da hala bir Tekin Acar ya da Sevil Parfümeri'ye rakip olabilecek miktarda çok malzeme olduğunu görünce epey içim sıkıldı. Mesela an itibariyle elimde 3 yıl sürekli kullansam anca bitirebileceğim miktarda bronzer, keza aydınlatıcı, muhtelif renklerde allık, ruj, far, rimel, göz kalemi... kısacası aklınıza gelecek her türlü malzeme mevcut. Üstelik, "beni mutlu etmeyenleri" de elden çıkarmış olduğuma göre, kalanlarla mutlu mesut yaşayabilirim; performans açısından bir sıkıntıları yok yani. O zaman dedim ki kendi kendime, neden hala gözüm cicili bicili raflarda? Ya da "why so açgözlü canısı?"
Aslında yanıtı basit: merak! Evet, yalnızca bu. Çünkü artık yeni bir kozmetik malzemesi almak beni eskisi kadar "uzun süre" mutlu etmiyor. Evet, aldığım zaman çok seviniyorum, bir-iki gün kullanıyorum, sonra 3-4 ay geçip çekmecenin derinliklerinde melül melül yatarken buluyorum. Artık bu tür bir harcama tarzının beni rahatsız ettiğini fark ettim. Eğer elimdeki ürünlerin performansı beni mutlu ediyorsa, bitmeden yenisini almak çok gereksiz, değil mi?
Tabii etrafta indirimler, sürpriz kutular, sürekli çıkan ve insanı Adriana Lima yapmaya and içen ürünler olduğu sürece bu kararı uygulamak çok zor; hatta bir blogger için tam bir irade sınavı. Son 1,5 ay içinde bu sınav sürecini alnımın akıyla atlattığımı düşünüyorum; ama, tabii daha yolun başındayım. Ve hani hiç mağazalara girmiyor da değilim. Hatta şöyle söyleyeyim, son Gratis indiriminde 4 kere Gratis'e girip her seferinde elim boş çıktım. Black Friday indirimlerinden hiçbir şey almadığımı da yazmıştım, değil mi?
Nasıl yapıyorum peki? Bana şimdiye kadar "almıycam artık, diyete girdim, valla bak" tarzı motivasyonlar hiç etki etmedi. İlk indirim ya da koleksiyon ürününde patladım. Amaan, bu ruj 10 TL'cik canım, o sayılmaz diye başlayıp kendimi Bobbi Brown'dan "ama yani yanında bilmem kaç TL değerinde bilmem ne hediyesi vardı" diye 200 TL'lik alışveriş yaparken buldum (sonra o hediyeyi hiç kullanmadım). Bu nedenle, kendime iki aşamalı bir strateji geliştirdim:
1- Planlama: Her ay başında, o ayki ihtiyaçlarım ve ihtiyaç duyabileceklerimin listesini yapıyorum. Yanına fiyatlarını yazıyorum. Böylece öncelikle bir bütçelendirme çalışması yapıyorum.
2- Sorgulama: Ay içinde elim mağazada bir şeye uzanırken, ya da online olarak bir ürünü sepete atıverdiğimde şunları düşünüyorum:
- Bu ürüne gerçekten ihtiyacım var mı? Yoksa sırf meraktan ya da kendimi tatmin etmek için ya da sırf o an indirim var diye mi alıyorum?
- İhtiyacım yok da diğer sebepler geçerliyse, kozmetik çekmecemden attıklarımı ve onlara harcamış olduğum gereksiz parayı düşünüyorum.
- Şu an ihtiyacım olmayan bir şeye ayırdığım para yüzünden daha sonra ortaya çıkabilecek bir ihtiyacımı alırken zorlanacak mıyım? Onu hesaplıyorum.
- İhtiyacım var diye düşünüyorsam da, aciliyetini hesaplayıp ona göre ya o an alıyorum, ya da bir sonraki ayın alışveriş listesine yazıyorum.
Ekim 15-Kasım 15, 2015
Bu iki aşamanın sonucu genelde mağazadan elim boş çıkmak ya da web sayfasını alışverişi tamamlamadan kapatmak oluyor. Üstelik bunu yalnızca kozmetik için değil, artık alacağım her şey için yapmaya başladım.
Peki hiç mi bir şey almıyorum? Alıyorum tabii ki! Ama ihtiyaçlarımı alıyorum. Bazen meraktan çok ufak 1-2 renkli bir şeyi alırsam (örneğin geçen ay aldığım Flormar dudak kalemi ve Flormar oje gibi) o ayı renkli kozmetiğe tamamen kapatıyorum. Bu ay mesela ihtiyacım olmayan renkli kozmetik almadım. İhtiyacım olan ve olacak tek renkli kozmetik ise kaş kalemi ve biterse siyah göz kalemi.
Tabii aslında bu kadar sıkı bir uygulama için benim sıkı bir motivasyona ihtiyacım vardı. Ki bu da yılbaşında planladığımız yurt dışı seyahati oldu. Yine de, döviz kurlarını düşündükçe, yurtdışından da şuursuzca alışveriş yapacak değilim. Ama ne zamandır merak ettiğim ve Türkiye'de bulunmayan bir kaç ürünü alacağım kesin. Bu nedenle paramı cebimde tutuyorum. Yılbaşından sonrası için motivasyonum ne olur bilmiyorum ama, muhtemelen bu sisteme alışmış olacağımdan bir motivasyona ihtiyaç duymadan da devam edebileceğim. Zaten, bir insanın bir şeye alışma süresi 21 gün diyorlar.
Bundan sonra kendime denetim olsun diye aylık alışverişlerimi de, yukarıda olduğu gibi, sizinle paylaşacağım. Bakalım nasıl bir yol alacağım bu konuda. Eğer siz de katılmak isterseniz, yorum kısmında düşüncelerinizi benimle paylaşır mısınız?
Herkese mutlu günler!!! Mutlu Cumalar :)