Dünden devam ediyor ve renkli kozmetiklerim ile kişisel bakım ürünlerinden sonra seyahate götürdüğüm cilt bakım ürünlerime bugün birlikte bakıyoruz...
Bir süre önce cildim ne olduğunu tam anlamadığım bir şeye alerji geliştirdi ve iki haftadır çok sade bir bakım rutinim var. Ürünlerimi de değiştirmeyi de düşünmüyorum bir süre. Bu nedenle, hali hazırda kullandığım ürünleri yanıma almayı, tester deneme işini bu seyahatte bir kenara bırakmayı tercih ettim.
Ürünleri kullandığım sırayla fotoğrafa yerleştirmek istedim; size de bu sırayla anlatayım. Diş macunu olarak evde seyahat boy ne varsa onu alıyoruz yanımıza. Bu seferki isimsiz, cisimsiz oldu. Makyaj temizleme yağı olarak Yves Rocher Pure Calmille Cleansing Micellar Oil'i seyahat boy şişeye aktardım. Yüz temizleyici olarak da Blana'cığımın bana tester yaptığı Uriage Cleansing Cream'i aldım (daha önce de kullandığım için gönül rahatlığıyla yanımda götürüyorum). Haftada 3 gece cildimi Foreo Luna 3 ile temizliyorum. Bendeki eflatun; yani hassas cilt için olan versiyonu. Adının hakkını veren bir ürünmüş; ben fırça kısmı (yani silikon temas noktaları) bu kadar yumuşak bir temizleme aleti daha kullanmadım. Geçirdiğim alerjik reaksiyon nedeniyle her gece fiziksel temizlik cilt bariyerime fazla gelebilir düşüncesiyle haftada 2 ya da 3 ile sınırlı tutuyorum kullanımı. Alerji sırasında bu şekilde kullandığımda hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadım. Makyajımı tamamen temizledikten sonra, cildimi ıslatıp krem temizleyicimi sürerek Luna 3 ile temizliğini yapıyorum. 16 farklı titreşim derecesi var ve ben tavsiye edildiği gibi 8 ile başladım. Yalnız 60 sn biraz yetersiz kaldı gibi hissettiğim için 8. titreşim seviyesinde 90 saniye kullanıyorum. Daha uzun süre kullandıktan sonra deneyimimi blogda sizlerle paylaşacağım tabii ki! Ama önden benim kullandığım Luna 3'ün detayları ve fiyat bilgisi için BURAYA bakabilirsiniz. Ayrıca diğer Foreo cihazlarını da ŞURADAN inceleyebilirsiniz.
NOT: Bir de, soğuk bir iklime gittiğim zaman cildim bir anda çok kuruyabiliyor ve makyaj da hoş görünmüyor. Berlin'de cildim çok kuruyup pullanırsa, renkli nemlendirici öncesi ölü derileri atmak ve cildi makyaja hazırlamak için de sabah Luna 3'ün temizleme kısmını kullanmayı planladım.
NOT: Bir de, soğuk bir iklime gittiğim zaman cildim bir anda çok kuruyabiliyor ve makyaj da hoş görünmüyor. Berlin'de cildim çok kuruyup pullanırsa, renkli nemlendirici öncesi ölü derileri atmak ve cildi makyaja hazırlamak için de sabah Luna 3'ün temizleme kısmını kullanmayı planladım.
Alerjiden beri termal su + hyaluronik asit serumu ikilisinden vazgeçemiyorum. Bu nedenle Avéne Eau Thermale'in 50 mL boyunu aldım; Vichy Mineral 89'u da aynı ürünün göz çevresi için olan versiyonunun 15 mL'lik şişesine aktardım (ürün kaplarını atmayıp yıkayarak saklayan kaç deliyiz?). Cildimi temizledikten sonra bu ikiliyi uyguluyorum. Bu ara göz kremi kullanmıyorum; ama, Berlin ve Prag havası sert gelebilir diye düşünerek yanıma Bioderma Sensibio Göz Çevresi Jel'ini aldım. Bioderma'nın hassas ciltler için olan serisine ait bir ürün olduğu için sıkıntı yaratmayacağını umuyorum; ama, göz çevremde aşırı kuruluk hissetmezsem yine de açıp kullanmayacağım. Geceleri bu aşamadan sonra yine Foreo Luna 3'ü elime alıyorum ve bu sefer diğer yüzüyle masaj yapıyorum. Masajdan önce serumumdan (şimdilik Vichy Mineral 89, ama normalde Missha Time Revolution Blue Essence) bir kaç damlayı yüzüme noktasal uyguluyorum ki kuru cildimi çekiştirmeyeyim. Luna 3'ün 4 ayrı masaj modu var (göz çevresi, ağız çevresi, boyun ve tüm yüz). Bu modları yalnızca telefona yüklediğiniz app (uygulama) üzerinden çalıştırabiliyorsunuz. Daha sonra daha detaylı anlatacağım ama her gece evde profesyonel cilt bakım keyfi resmen! Yılbaşı gecesi de sokaklarda uzuun bir gece geçireceğimiz için, ertesi sabah şiş ve yorgun gözlerimi canlandırmada da masaj terapisi işe yarar diye düşündüm... O nedenle de seyahatte de mutlaka yanıma almak istedim, bağımlılık yaptı! Şarjı epey uzun süre gidecek gibi; zaten kullanım sırasında app'ten de ne kadar kaldığı takip edilebiliyor; ama, ben yine de minik kesesiyle kablosunu da yanıma alıyorum.
Termal su + hyaluronik asit ikilisinden sonra gündüz rutinimi nemlendirici ve güneş kremi ile tamamlıyorum. Nemlendirici olarak uzun süredir Bepanthol Sensiderm Nemlendirici kullanıyorum. Bir ara başka bir krem kullanmıştım, alerji yüzünden yeniden kendisine döndüm. Evde tam boyu var, testerlar da seyahat için harika oldu. Güneş kremi olarak da, daha önce Glow Balm'ını çok beğendiğim Missha markasından aynı serinin Glow Sun Base SPF 50+ PA+++ güneş kremi & makyaj bazı ürününü tercih ettim. İndirimde seyahat boy olan 10 mL'lik versiyonunu aldım; yapısı denediğim kadarıyla çok güzel. Yarı sedefli makyaj bazlarından, saten bir sonuç veriyor. Glow Balm aslında kuru ciltler için çok daha iyi, daha parlak ve nemli (yağ gibi); ama, güneş koruma faktörü nedeniyle tercihim Glow Sun Base oldu. Yorumlarımı dönüşte ileteceğim.
Gece ise, termal su + hyaluronik asit ikilisinden sonra Avéne Ysthéal Anti-wrinkle Cream'i uyguluyorum önce. Bu zaten 30 mL olduğu ve hava almamasına özen gösterdiğim için tüm ürünü yanıma aldım (çünkü retinoidim olmadan asla). Avéne'i uyguladıktan yarım saat kadar sonra da yine Bepanthol Sensiderm'i üstüne geçerek cilt bakımımı tamamlıyorum.
Eğer havanın çok sertleştiğini hissedersem, Berlin'den Ordinary Marula Oil de alıp bu rutinin sonuna ekleyebilirim... o seçenek de aklımda.
Makyajın güzel durmasının sırrı da cilt bakımı olduğu için hiç üşenmeden her sabah ve akşam bu adımları uyguluyorum. Emin olun uygulaması, yazıp okumasından kısa sürüyor :) ben de kendimi şımarttığımı düşünüyorum; o nedenle ne bu ürünleri seyahatte taşımaya, ne de kullanmaya eriniyorum.
Bakım çantama attıklarım da bunlardı. Peki siz de benim gibi cilt bakım delisi misiniz, yoksa seyahatte nemlendirici sürmeye bile üşenenlerden mi? Hadi yorumlarda paylaşın benimle! Çok sevgiler 💗