Bazen, şuurumu kaybettiğimde, ilahi bir güç beni koruyor. Orası kesin! Bu yazıda, buna şahit olacaksınız…
Bir süredir sesim pek çıkmıyor. Yazamıyorum, çünkü şirketimizin vereceği bir eğitim için harıl harıl çalışıyorum. İnsan bu kadar yoğunken gözü alışveriş görür mü? Başkalarını bilmiyorum; ama böyle zamanlarda benim gözümün önünden rimeller, farlar, fondötenler, bakım ürünleri geçiyor! Mola verip dinlenmek istediğimde, eğer Cuma akşamıysa ve Civciv anneannedeyse, kendimi AVM’ye vuruyorum. Hafta içi ise Amazon ve bilimum alışveriş sitelerine: Markafoni, Trendyol, vb…
Bu sefer de aynısı oldu ve fakat ben –gerçekten ihtiyacım olan bir adet pantolon ve bir kaç seyahat boyu kozmetik şişesi dışında- hiç para harcayamadım J
Önce, geçen hafta bir Sephora’nın önünden geçerken içeri dalıp “ben çok merak ediyorum NARS’ın bu Or..sm allığını, bence rengi de bana uygun, ben alacağım bunu!” dedim. Gittim, allığı bir güzel uyguladım yüzümde. Ama o da ne? Palette şeftali gibi duran allık, benim yüzümde pembeye döndü. Hiç şık durmadı, fazlaca belli etti kendini… hayal kırıklığıyla onu bırakıp, Benefit Hervana’ya sarıldım. Sonuç: aynı! Sanırım artık trend pembe allıklar, ama olmuyor bana! Daha doğrusu, oluyor hafifçe sürünce; ama böyle şık ve klas görünmüyor yüzümde. Böyle olunca da, bütçemi zorlamak gelmiyor içimden. Her neyse, o gün Sephora’dan elim boş çıktım…
Önceki gün, çeviri yapmaktan cinnet geçirmek üzereyken, Powerpoint’i kapatıp Trendyol’u açtım. Cici cici bluzlar buldum. Tam 3-5 tanesini seçmiştim ki, internet alışverişinin piri arkadaşım T.’ye beden konusunda fikir danışayım, dedim. Danışmaz olaydım J Geldi baktı aldıklarıma, bir anda “ay bu markanın kumaşları facia, ayrıca bütün sosyete pazarlarında satıyorlar, herkesin üstünde var, hiç tavsiye etmem, alma sakın” diye başımın etini yedi. Çaresiz kapattım sayfayı…
Cuma akşamı, eğitim sunuşları için ceketlerimden birinin altına giymek üzere bir pantolon bulmam gerekiyordu. Ama pantolondan önce hedefim Douglas idi. Çünkü, gerçeğini görmek için merakten çatladığım Dianne Brill farlar orada satılıyordu. Hemen daldım Doouglas’a, önce satış görevlisini ekarte edip kendim bir bulup parmaklayayım, dedim. Bulamadım. Kıza sorduğumda “eskiden vardı; ama artık satmıyoruz” yanıtını aldım. Hayal kırıklığı!
Sonra, pantolon hedefime odaklandım. Ceket de Koton’dan olduğu için pantolonu da oradan buldum. Ama, beden bir enteresan. 36 beden, fakat üstümden düşüyor gibi. Karşılıklı iki AVM arasındaki Kotonlar’da bir süre cirit attıktan sonra, pantolonun “modelinin öyle” olduğuna karar verip aldım! (Ohhh, harcadım yani sonunda!!!)
Bu noktadan sonra makus talihimin değişmiş olacağını sanmıştım; yanılmışım… MAC’in meraktan öldüğüm Naturally koleksiyonunun cazibesine kapılarak, gözümü karartıp concealer yüzünden kavga ettiğim MAC mağazasına girdim. Ben Naturally koleksiyonu farlarını ve rujlarını parmaklarken pek sevgili MUA geldi tabii. Bu arada farlar nasıl güzel! Ve de rujlar… kararlıyım yani, bana hafif bir göz makyajı yapsın, far, ruj, kalem, rimel Allah ne verdiyse alıp çıkacağım. Neyse, biraz konuştuk, bana In the Sun rengini (sol tarafta, ortadaki far) önerdi. Böyle tatlı bir bakır, ışıl ışıl! Üstüne de daha koyu kahveli tonuyla (sol tarafta, en alttaki far) göle, mis! Neyse, kahverengi kalem sürüp dağıttı, üstüne In the Sun’ı ıslak uygulayıp fırçayla “blend” etti. Şahane bir makyaj oldu. Tamam, dedim. Farı alıyorum. Alamadım! Niye? Bitmiş! Ve koleksiyon ürünü olduğu için bir daha gelmezmiş! Öyle olunca, ruj için de hevesim kaçtı. Elim boş boş çıktım…
Sonra gidip Watsons’dan minik seyahat şişelerimi aldım, orada da, aradığım Pastel No.36 ojeyi bulamadım. Vardır bir hayır deyip daha fazla zorlamadan evime döndüm!
Aslında, tam ay sonunda ve kredi kartı hesap kesimine 3-4 gün kalmışken zaten hiçbirini almıyor olmam gerekirdi ama… dedim ya, şuurumu kaybettiğimde bir güç beni koruyor. İyi ki de öyle yapıyor :)
:) ilginç bir hikaye. Çok hoşuma gitti :) Bu kadar sırayla olması çok enteresan.
YanıtlaSilTeşekkürler Dnz :))
YanıtlaSilSonraki alışveriş seferlerimde telafi ettim bu seferi, neyse ki/ne yazık ki :)