Orhan Bahtiyar'ın bu kitabını aldığımdan şurada bahsetmiştim...
Bugün bitirdim kitabı. Bu kadar uzamasının nedeni, Ondan önce Sabahın Ucu'nu (Sibel Cemali) okumuş olmam ve uzun süredir beni esir alan yorgunluktan geceleri hiçbir şey yapamadan sızmam! Neyse ki işe servisle gidip gelmeye başladım da, kitap okumaya fırsatım oldu...
Sabahın Ucu da beni etkilemişti. Kısa öykülerden oluşan, yazım dili ve öykülerinin kurgusu çok değişik bir kitaptı.
Ama, Ideon: Tanrıların Yolu tam olarak uzun zamandır okumayı istediğim kitapmış!
Hem sürükleyici hem de dinamik bir roman. İçinde İkinci Dünya Savaşı'ndan dinlere, mitolojiden 1940'ların Türkiyesi'nin ufak bir profiline, Sünnilik-Alevilikten insan psikolojisine, Türk geleneklerinden Ege kültürüne herşey var. Herşeyden ufak ufak ama insanın aklında kalan bilgiler masalsı bir anlatım içine yedirilmiş. Şimdiye kadar kafamda belirsiz olan pek çok "ciddi" konuyu bu kitabı okurken çözdüm, diyebilirim. Bunun yanında da, nefes almadan okuduğum, hala daha sonunun etkisinden kurtulamadığım bir öyküsü var...
Ekşi Sözlük'teki yorumlara da buradan bakabilirsiniz...
Çok fazla ipucu vermeden, kitabın arka kapağı ve kitaptan bir pasajla baş başa bırakıyorum sizi.
Okumanızı şiddetle öneririm!
okunacaklar listesine alınmıştır. teşekkürler
YanıtlaSil